Kampanya Hakkındaki Görüşler

Doç.Dr. Mualla Kavuncu:

“Toplumumuzda yaşayan kim varsa TBMM’de temsil edilme hakkı vardır. TBMM de daha çok kadın görmek isteyenler, başörtülü kadınları da görmekten imtina etmeliler. Kız çocuklarını okumaya teşvik edip, sonra da onlardan bir kısmını eğitim hakkından mahrum etmek ne kadar anlamsızsa, kadınları siyasete teşvik edip, onlardan bir kısmına siyaseti yasaklamak da o kadar anlamsız ve hakkaniyetsiz bir uygulamadır. Türkiyenin artık bu anlamsızlıklardan tamamen kurtulmasının zamanı çoktan gelmiştir. Ben başörtüsüz bir kadın olarak başörtülü hemcinslerimi mecliste görmek istiyorum. Ve onların arasında bu işi hakkıyla, layıkıyla yapabilecek vasıfta olan, bu donanıma sahip çok sayıda hemcinsim olduğunu biliyorum. Bu insanların atıl kalmasının, değerlendirilmemesinin hem ülkemiz, hem biz kadınlar, hem de insanlık adına büyük kayıp ve ayıp olduğunu düşünüyorum. Siyaset dünyasının farklı seslere ihtiyacı var. Örtülü- örtüsüz kadınlara ihtiyacı var. Kadınların ve annelerin, mütedeyyin kadınların duyarlı, müşfik, özverili, ötekine kulak veren sesine, duruşuna, bakış açısına ihtiyacı var. Bıktık artık kaba, saygısız, ezip geçen, yarışan politika üslubundan ve politikacılardan.”

Ruşen Çakır (Yazar)

“Başörtülü milletvekili için geç bile kaldık”

Başörtülü milletvekilleri Türkiye’nin normalleşmesi ve demokratikleşmesinin zorunlu ve daha fazla ertelenemez bir aşamasıdır. Eğer siyasi partiler isterlerse, öncelikle kendi içlerinden, ardından yakın çevrelerinden, milletvekilliğini, hatta daha üst görevleri hak eden çok sayıda kadın aday bulabilirler. Peki partiler buna hazır mı?
Devamı…

Refia Kızılhan – AKDER:
“Başörtülü kadınlar tüm temel haklarının önüne başı açık olma engeli konularak iradeleri ve varlıkları yok sayıldı. Hukuki olmayan bu yasak sayesinde Başörtülü bir vekilin Meclis’te temsiliyet hakkına sahip olması fiziksel olarak engellenerek imkansız hale getirildi. Kampanyanın başörtülü kadınların yüzüne haksızca kapatılan bu kapıyı yeniden açmaya vesile olacağını düşünüyorum. Kampanyayı destekliyorum.”

Özden Sönmez – İLKDER (İlke İlim Kültür ve Dayanışma Derneği):
“Hep bizleri idare edenleri seçmek için o kadar çok çaba harcadı ki kadınlar. Şimdi o süreçler geride kaldı. Artık seçilmek de istiyoruz. Şimdiye kadar seçen olduk. Bundan sonra seçilme hakkımızı da kullanmak istiyoruz. Mecliste başörtülü kadınların olmayışı, Türkiye’nin kaybı meclisin kaybı olacak.”

Recep Kavuş (Uluslararası Af Örgütü)

“Güvenlik veya başka gerekçeler göstererilek başörtüsünü kamusal alanda engelleyen yasalar nedeni ile Türkiye’de başörtüsü sorun olmaya hala devam ediyor. Temel insan hakları gereği bir kadının baş örtüsü takıp takmama konusunda, özgür iradesi dışında hiçbir müdahalenin olmaması gerekir. Kadının giyim tercihinin yasalarla belirlenmesi doğru değildir. Kadınların giyim tercihlerinden dolayı haklarının kısıtlanması ve bu tür gerekçelerden dolayı ayırımcılığa uğramaları kabul edilmez. İfade ve inanç özgürlüğü önündeki engeller biran önce kaldırılmalıdır.”

Fadime Özkan (Yazar):

“Kadınların % 60’nın başörtülü olduğu bir ülkede meclisteki temsillerinin sıfır olması, kıyafet tercihleri nedeniyle seçilme haklarının ellerinden alınması çok büyük bir haksızlık. Ve hepimiz için de büyük bir utanç nedeni. Siyasi partilerimizden Türkiye’nin bu gerçeğine bir an evvel uyanmalarını ve gereğini yapmalarını bekliyoruz. ”

Nazlı Ilıcak (Yazar):

“Kimliklerin ön plana çıktığı dünyamızda İslami kimliğe duyulan bu kuşkuyu ve başörtülü kadına karşı yürütülen bu ayrımcılığı kınıyorum.”

Cihan Aktaş (Yazar):

“Türkiye’de başörtülü kadınların temsil sorunu var. Başörtülü kadınların Meclis’te kendilerini doğrudan temsil etmeleri ,onların ve Türkiye’nin hayrına olacaktır. Ben makro politikalardan çok mikro politikaların önemli olduğunu ve başörtülü Müslüman kadınların çok geniş bir birikime sahip olduklarını ve bu birikimi Türk toplumuna açmalarının zamanının geldiğini düşünüyorum. Cumhuriyetin kadın kipinin kırılması, ayrımcılıkların sona ermesi ve islami kesimde başörtülü kadınların seslerinin sürekli bastırılmasının önüne geçilmesi gerektiğine inandığım için destekliyorum.”

Hidayet Şefkatli Tuksal (Yazar):

“Hayatla meclis arasında büyük bir uçurum var. Başörtülü kadınlar görünürlük ve hayatın içinde olmak bakımından sokağa çıktığınızda bir sürü yerde rastladığınız kadınlar. Ama meclisin bu kadar steril kalması doğru değil. Bu bir yanılsama yaratıyor. Başörtülü kadınlar üzerindeki görünür ve görünmez baskıların daha derinleşmesine yol açıyor. Başörtülü kadınlar bu yasaklar ve bir yerlere girememezlikleri yüzünden kendi mahallelerinde de sıkıntı çeken kadınlar haline geliyorlar. Başörtüsü yasaklarının kesin olarak sona ermesi ve etkilerinin Türkiye’den kalkması ve hatta dünyaya yansıması için böyle bir şeye ihtiyacımız var. Onun için başörtülü arkadaşlarımızı mecliste görmek istiyoruz.”

İhsan Eliaçık (Yazar):

“Kampanyayı destekliyorum. Başörtülü kadınların meclise girme zamanı çoktan geçti. En çok onlar hak ediyor. Bu kampanyayı anlamlı bulduğum için imza verdim. Allah yardımcınız olsun.”

Halime Kökçe (Yazar):

Arı, duru, kısa, öz, hedefi on ikiden vuran bir slogan: “Başörtülü aday yoksa oy da yok.” Bu bir çağrı, bir hatırlatma… Her tahammülün bir sınanma sınırının olduğunun hatırlatılması. Siyaset böyle bir şey işte. Sıvasınlar kolları siyasetin saygıdeğer aktörleri. Başörtülüler bu ülkenin her yerindeler.
Devamı…

Gülden Sönmez (İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH)) :

“Kadına karşı ayrımcılığın son bulması ve Türkiye’de özgürlükler sorununun çözümünde en kritik adımdır ve bu girişim bütün kurumlara bunu göstermek için önemli bir fırsattır. “

Yıldız Ramazanoğlu (Yazar) :

“Yaklaşık kırk seneden beri kendini dindar olarak tanımlayan başörtülü kadınların başlarına gelenler fiziki şiddet değildi ama eşit yoğunluklu ve yavaşlatılmış ölümle eşdeğer şeylerdi. Bir insanın sadece sokakta gezmesine izin veriyorsanız ve onun dışında eğitim haklarına, çalışma haklarına kendini geliştirmesine seçme ve seçilme hakkına engel oluyorsanız, bu aslında ölüme çok yakın bir şey. Bunun sonlanması için bugün buradayız. Aday olan kadınları kutluyorum ve destekliyorum.”

Av.Fatma Benli:

” Siyasal yaşamda başörtüsü yasağının devam etmesi, sadece başörtülü kadınların seçilme hakkının değil, tüm halkın seçme hakkının kısıtlandığını göstermektedir. Pozitif ayrımcılığın Anayasamıza eklendiği, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Kaldırılması Komitesi (CEDAW)’nin, 2012 Haziran ayına kadar siyasal yaşamda da başörtüsünün yasağını kaldırmaya yönelik yapılan çalışmaları Türkiye’den talep ettiği bir dönemde, hiçbir siyasal partinin statükonun arkasına sığınmaya hakkı bulunmamaktadır. Tüm siyasal partiler, başörtülü kadınları da aday göstererek ayrımcılığa karşı olduklarını ispatlamalıdır. ”

Ayla Kerimoğlu (Hazar Derneği Başkanı) :

“Başörtülü kadınlar yeni bir tarih yazıyor. Bir erkeğin gölgesinden vatandaş bireye doğru olan yolculuklarında demokratik direnişin azmin ve kararlılığın en güzel örneklerini vermeye devam ediyorlar.”

Hasibe Turan (Asitane Derneği) :

“Yıllar süren bu yasağın mecliste başörtülü bir milletvekili temsili ile son bulacağına inanıyorum. Kampanyaya yürekten destek veriyorum. “

Üzeyir Yiğit (Mazlumder):

“Bu taleple iki şey ölçülecektir. Birincisi; biz demokratız diyenlerin ve demokrasinin sınavıdır.İkincisi; ülkemizde demokrasi denen şeye bir kazanım verme sürecinde, hem tutucuların, hem de yalancı demokratların deşifresine bir ışık olacaktır. Aynı zamanda; “bizler bu ülkenin gerçek sahipleriyiz, bizler falanız, filanız” diye halen kendini sisteme yamama düşüncesinde sadakat bildirenlerin de cesaretlerinin sınanmasıdır. “Bu bildiriye imza koyanlar kadar bu bildiriden haberdar olmadığı halde böyle düşünenlerin sayısının oldukça fazla olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla siyasilerin bunu doğru algılamaları iyi hesap etmeleri gerekir. İnternet ağlarının içinde bulunduğumuz dönemde yakın coğrafyalardaki etkilerini de düşündüğümüzde bunun önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.” Yapılan çalışmayı takdir ve tebriklerimle destekliyor ve muhataplarınca da dikkate alınmasını tavsiye ediyorum.”

Nesrin Semiz (Başkent Kadın Platformu):

“Bu kampanyayı başından beri destekliyorum. Zamanı çoktan gelmiş, şayet karşılık bulmazsa bu iklimi kaçıranların hesabını veremiyecekleri bir atmosferdeyiz. Konu başörtüsü yasakları olunca bazı üniversitelerde yaşanan kısmen rahatlamanın sanki tüm üniversiteler için geçerleymiş gibi algılanıp başörtüsü sorunu kalmamış havasında olanlara bir hatırlatmadır. Henüz başörtüsü yasakları bitmedi, öğrenciler rahat rahat derslere giremiyorlar, hala meslek örgütüne başörtülü resmimle üye olup mesleğimi serbest olarak bile icra edemiyorum. Başörtülü arkadaşlarımız meclise girebilirlerse yaşanan yasakların giderilmesi için önemli bir adım atılmış olacaktır. Bu kampanya gerçekten çok önemli fiili bir duadır. Emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum”

Yorum bırakın